İstanbul’un çevresini korumada Şile model olabilir mi?

İstanbul’un çevresini korumada Şile model olabilir mi?

[box type=”info”]Bugün gazetesi yazarı Celal Toprak tarafından 26.11.2012 tarihinde yazılmıştır.[/box]

Doğayı korumak, yeşile saygı duymak, tarihe sahip çıkmak.

Teoride herkesin üzerinde mutabık olduğu konular. Eğer büyük kentlerden birindeyseniz çıplak gözle bu mutabakatın pratiğe yansımadığını görebilirsiniz.

İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerin çeperi çarpık kentleşmenin somut örnekleri ile dolup taşıyor. Betonlaşma ve doğayı katletme noktasında büyük başarılara imza attık ve atmaya devam ediyoruz. Peki bu gidişin durdurulması mümkün mü? Evet mümkün. Belediye Başkanı Can Tabakoğlu Şile’de bunu yapıyor. Nasıl yaptığını şu cümlelerle anlatıyor:

– Şile, İstanbul’un kuzey ekolojik bandını temsil ediyor. İstanbul’un orman alanlarının muhafaza edildiği, su kaynaklarının ve kıyı bandının olduğu yerdeyiz. Altmış kilometre kıyı bandı, üçte ikisi baraj havzası, yüzde 80’i orman olan bir yerde yaşıyoruz. Sanayisi olmayan bir kent Şile…

Bu girişten sonra durup soruyor:

– Bu kent geçimini nasıl sağlayacak?.. Ormanları, hayvanları koruyalım söylemi bu kentte yaşayanların arazilerini satmalarını önleyebilir mi?

Sorunun yanıtı çok çarpıcı:

– Şile’de tarımı para kazanılabilir hale getirmeliyiz. Bölgeye uygun turizmi geliştirmeliyiz. İşte o zaman koruma sağlanabilir.

İstanbul’un çeperlerinde tarım yapmaya çalışan girişimcilere destek amacıyla Sağlıklı Gıda Platformu (SGP) üyelerinin Şile’ye yaptığı gezide veriyor bu bilgileri Başkan Tabakoğlu…

Aslında Başkan Tabakoğlu’nun bu anlayışı yaygınlaştırıp İstanbul’un su havzalarını, ormanlarını ve tarım arazilerini korumak mümkün.

Korumak için ekonomik altyapının kurulması gerekiyor. Mesela su havzalarına yakın bölgelerde organik tarım yapılabilir.

Bu bölgede para kazanan girişimciler oralara gözü gibi bakacaktır.
Tarım alanları, iyi tarım ile köylünün elinden çıkarmayacağı değerli araziler haline gelebilir. Ve büyük kentin çeperinde büyük kenti besleyecek halkalar oluşabilir.

Böylece çarpık kentleşmenin önüne geçilir, yeşil alanları değer yarattığı için herkes tarafından sahip çıkılır. Şimdi değer yaratma olayına da kısaca girelim. Şile’de başkanın önderliğinde oluşturulan tarım alanları ile ilgili de bilgi verildi. Mantar dahil çok önemli ürünler yetiştiriliyor. Sorun pazarlama sorunu… Hemen Sağlıklı Gıda Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Kağıthane Belediye Başkanı Yardımcısı Oğuz Toktekin devreye girdi.

– Biz önümüzdeki günlerde yeni bir pazar açılışı yapacağız. Bu pazarın bir gününü Şile’den gelecek ürünlere ayırabiliriz. Böylece İstanbullu Şile’den gelen taze sebze ile tanışmış olur.
Çok önemli bir adım… Artık Şile tarımı satış alanı da buldu diye düşünürken bir başka teklif daha geldi. Yine Sağlıklı Gıda Platformu Yürütme Kurulu Üyeleri ve İstanbul Ticaret Odası Gıda Komitesi’nin önemli isimleri Tevfik Dinçer ve Mehmet Yıldırım konuyla ilgili ürün tedariki sistemli hale getirilirse birkaç bölgede satış noktası kurulabileceğini söyledi. Ayrıca da Başkan Tabakoğlu’na şu daveti ilettiler:

– Bu söylediklerinizi İstanbul Ticaret Odası’nda üyelerimizle paylaşın. Yeni iş alanları arayanlar için önemli bir fırsat teşkil ediyor. Şile’de başkanın anlattıklarının fırsat olduğunun altını çizen başka SGP üyeleri de vardı. Sim Aslanoğlu ile Beyzade Özkahraman bu alanda yatırım araştırması yapacaklarını açıkladılar.

Yeryüzü Derneği Başkanı Ceyda Falay’ın koordinasyonunda gerçekleşen etkinlik Şile’nin hatta İstanbul’un çeperinin nasıl korunması gerektiğinin somut ipuçlarını ortaya çıkardı. Belki başka noktalara da benzer ziyaretler yapılmalı. Ekonomik altyapısı olmayan salt söyleme dayalı koruma anlayışını Şile modeli ile değiştirmek doğru olabilir mi? Herkes düşünmeli.

(Kaynak: http://www.virahaber.com/yazi/istanbulun-cevresini-korumada-sile-model-olabilir-mi-8876.htm)

nadinkokciyan

Yorumlar kapalı.